KALEM YAZI VE İNSAN

Kalem yazı ve insan…
Kalem deyince ilk akla gelen şeyler yazmak veya yazılmış şeyler olsa gerek. Daha sonra çizgi veya resim benzeri şeyler de anlaşılabilir. Bu nedenle yazı ile kalem arasında muhakkak kuvvetli bir bağ olduğundan bahsedilebilir. Sözlerin ifadesi yazı ile olduğuna göre yazının ifadesi de kalem ile olabilir ancak. Bugün yazma için çok çeşitli araç ve gereçler mevcut ise de kalemin bu alandaki öneminin mevcudiyetini etkilemez. Bu onun tarih boyunca yazının ana malzemesi olmasının verdiği haklı bir şöhrettir.
İslam inancına göre kalem kutsaldır. Cenabı Hak Kuran-ı Kerimde Kalem Suresinin birinci Ayetinde “…Kaleme yemin ederim Ve onun yazdıklarına “ buyurmaktadır. Resulü Ekrem (s.a.v.) efendimiz bir hadisi-i şerifinde “ Allah ü Teâlâ’nın ilk yarattığı şey kalemdir” buyuruyorlar. Ayrıca bunların dışında birçok âlim ve mutasavvıf da kalemle ilgili olarak onun önem ve kutsiyetini belirten ifadeler kullanmışlardır. (Sultan 2.Beyazit – Şeyh Hamdullah örneği, Seyyid Abdulkadir Geylani (K.S.)-Yakut misali gibi..) Muhyiddin İbni Arabi’ye göre “Kaleme ihanet edilip hafife alınmaz, çiğnenmez ve baş göz üzerinde taşınır. İnsanlar onun faziletini bilselerdi, hiç kimse onu taşımaktan hali kalmaz ve ona uymanın, onu elde etmenin bereketinden mahrum kalmazdı. Keza onunla bir yazı veya bir harf yazmaz; ancak o harf yazılmış olduğu müddetçe ona dua eder. Çünkü onu yokluktan varlık âlemine çıkarmıştır. Binaenaleyh eğer onunla bir zikir veya Kur’an veya peygamberimize salat ü selam yazılsa, o yüce zikirden melekler ve ruhlar yaratır; zikir ve salat ü selamın ardı arkası kesilmez. Bütün bunlar bu kulun amel defterine yazılır.” ” Hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah’ı teşbih eylemesin.”İsra,44
Kalemin kutsiyetini bildiren tüm bu ifadeler tabii ki kalemin madde halinden ziyade onun yazdıkları ile ilgili olsa gerek. Bu hali ile kalem kutsal bir makamı ve bu makamın ifadelerini temsil etmektedir. Hal böyle olunca kalem başta mukaddes kitabımız Kur’an-ı Kerim’i ve mahiyetini, sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok ilmi ve edebi kitaplarını ve mahiyetlerini de temsil etmektedir diyebiliriz.
Madde âleminde kalem tek başına hiçbir şey yazamaz, meydana getiremez. Onu kullanan bir kuvvete ihtiyacı vardır. Bu kuvvet ve yetki ise en şerefli mahlûk olarak yaratılmış insana verilmiştir. Dolayısıyla kalemin temsil ettiği ve meydana getirdiği her şey aslında insanı da temsil etmektedir. Böylece insan söylediklerinden ne derece sorumlu ise yazdıklarından da sorumludur sonucu ortaya çıkmaktadır. Nasıl ki efendimiz “ Ya hayır konuşun ya da susun “ diyerek bizlere sarf edilen her sözün bir akıbetinin varlığından haberdar ediyor ise yazmanın daha kalıcı olması ve insanları daha uzun bir süre etkileyerek yön verecek olmasından doğacak vebalin akıbetini birlikte düşünmek gerek.. !!
İnsanın yaptıklarından söylediklerinden ve yazdıklarından sorumlu olması onun bu davranışlarında ne derece titiz ve doğru olması gerekliliğini de beraberinde getirmektedir. Hat sanatçısının da buna uygun bir düşünce ve yaşayış şekline riayet etmesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle olsa gerek geçmişte Hat Sanatı yerine Hat İlmi ifadeleri geçmekte kaynaklarda. Öyle ise bir ilim talebesi gibi meşk etmek ve bir âlim edasıyla icra etmek gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu ince düşünce tarzı ile hareket edip sanatını öğrenmek ve aktarmak üzere yola çıktığında güzel yazmayı öğrenmenin ötesinde, önce güzel ve örnek insan olmayı da öğrenmeye hevesli ve talip olmalı …..

Kadir Sakoğlu 2011